YILMAZ GÜNEY Bir 'Çirkin Kral' vardı
YILMAZ GÜNEY
Bir 'Çirkin Kral' vardı
Türk Sineması'nın 'Çirkin Kral'ı Yılmaz Güney'i 19 yıl önce, yine bir Eylül günü kaybettik... 9 Eylül 1984'te Paris'te ölen Güney, siyasi kimliği ve çalkantılı hayatı bir yana, yönetmen, senarist ve oyuncu olarak hizmet ettiği sinemada her zaman hatırlanacak...
Asıl adıyla Yılmaz Pütün, 1 Nisan 1937'de Adana'nın Yüreğir ovasındaki Yenice Köyü'nde yedi çocuklu bir işçi ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi. Doğduğu yer ev değil, tek göz eski bir ahırdı. İlkokulu, doğduğu köyün üç sınıflı okulunda okudu. Adana Lisesi'nden mezun olana kadar da ırgatlara suculuktan pamuk işçiliğine ve gazoz satıcılığına kadar her işi yaptı. O yılları ve annesinin çektiklerini hiç unutmadı.
'Anamın adı Güllü... Muşlu bir Kürt. Cibran aşiretinden. 1. Dünya Savaşı sırasında Rus ordularından kaçıp Adana'ya gelmişler. Anam Babam Adana'da tanışıp evlenmişler. Çok yokluk çekmişler. Yedi yaşına kadar, daha doğrusu babam eve ikinci karısın getirene kadar mutlu bir çocukluk geçirdim. Sonrasında evimiz cehenneme döndü. Babam sık sık annemi dövüp bizleri evden kovuyordu. Benden iki yaş küçük Leyla adında kız kardeşim vardır. O yıllarda çektiğimiz acıları anletmek mümkün değil. Annemin acılı hallerini görmemek için ölmek isterdim.'
Yılmaz Güney, lisede okurken And Film Şirketi'nde çalışmaya başladı. Lise sonrası Ankara Hukuk Fakültesi'ne girdi. Sinema tutkusu nedeniyle daha sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne geçti. Bu dönemde Atıf Yılmaz'la tanıştı ve 'Bu Vatanın Çocukları' adlı filmde ilk kez oyuncu olarak kamera önüne geçti (1958). Yeni Ufuklar adlı dergide yayınlanan öyküleriyle birlikte, oyunculuğunu, senaristliğini ve yönetmenliğini de sürdürdü. Onüç adlı dergide yayınlanan 'Üç bilinmeyenli eşitlik sistemleri' adlı öyküsünden dolayı mahkum oldu (1961). Paşakapısı ve Nevşehir'de 18 ay, Konya'da ise altı ay sürgün kaldı. İlk hapisane deneyimini 'Boynu Bükük Öldüler' adıyla romanlaştırdı. Nebahat Çehre ile evlenip boşandı. 1960'lı yıllarda Yeşilçam piyasasına uyan filmlerde oynadı. Aranılan oyuncular arasına girdi ve o dönemde çok sevilen filmi 'Çirkin Kral' adıyla anılmaya başlandı. 1969'da askerliğini Muş'ta yaptı. Mart 1972'de siyasi olaylara karıştığı gerekçesiyle tutuklandı. Af yasasıyla yeniden özgürlüğüne kavuştu. Fatoş Hanım'la evlendi, bu evliliğinden Yılmaz adını verdiği bir oğlu dünyaya geldi...
|